üye ol Şifre Hatırlat

by redMin And Çeko21 From Diyarbekir / uyarıdır açıkları kapatın

<h1>by redMin And Çeko21 From Diyarbekir / uyarıdır açıkları kapatın <h1>

by redMin And Çeko21 From Diyarbekir / uyarıdır açıkları kapatın

<h1>by redMin And Çeko21 From Diyarbekir / uyarıdır açıkları kapatın <h1>
Ebced Hesabı
Ebced Hesabı
HARAM YOLDAN TEDAVI
HARAM YOLDAN TEDAVI
takvim 16.12.2014 Sali 02:32
kategoriler SIHIR ( BÜYÜ )
okuma sayısı Bu Habere 0 Yorum Yapıldı
ziyaret sayısı Bu Haber 13934 Defa Okunmuştur
facebook twitter
RUH HASTALANIRMI ?
yazı küçükyazı büyük

RUH HASTALANIRMI ?


Ruh Hastalanır mı?

Evet, ruh hastalanır. Zira hastalıklar bedeni ve kalbi olmak üzere iki türlüdür. Bedenin hastalığında çoğu kez ruh da hastalanır.

Kalp hastalıkları ise riya, kendini beğenme, kibir, nifak ve arzulara düşkünlük gibi sebeplerden doğar ve kimi zaman nazar ve sihir gibi şeylerden kaynaklanır. Birinci kısımdakilerden sorumlu olan kişinin kendisiyken, ikinci kısımdakiler Allah’tan bir imtihan olarak gelir ve bunların gerisindeki hikmeti de yalnızca o bilebilir. 

Tedavi Nasıl Olmalıdır?

Bedeni hastalıkların tedavisi çoğunlukla maddi ilaçlarla olur. Ruhla ilişkili olanların ilacı ise Kur’an ve zikirlerdir. Bu tür rahatsızlıklarda maddi ilaçların etkisi sınırlıdır. 

Herhangi bir ruhsal hastalık durumunda ruh şeytanla iç içe geçer ve kişi bazen kendisini çift karakterli yahut iki ayrı şahsı kendisinde taşıyormuş gibi hisseder. Bu kişinin içinde mevcut olan iyilik ve salahtan dolayı böyledir. Bunun karşısında ise şeytana ait pis ruh yer alır.

Ruh bedenin her bölümüne sirayet eder. Ona karışmış olan şeytan ruhu ise aynen onun gibi bedenin her bölümüne sirayet edebilir. Bundan dolayı şeytanın bedenin çeşitli bölümlerini sahibinin kullandığı gibi kullandığına tanık oluruz. Bu yüzden de hasta beklenmedik hareketlerde bulunur.

Kimi zaman şeytan ağlar ve hasta kişi kendisi ağlıyormuş gibi hisseder. Bazen sebepsiz yere korkar, halbuki asıl korkan şeytandır. Bazen kendisini ölecekmiş gibi hisseder, ama aslında bunu hisseden yine şeytandır.

Bu gibi duygular hisseden kimse kaza ve kader konusunda bir şeyler okuduğunda sıkıntı duyar ve delirecekmiş gibi hisseder. Ama buna önem vermeyip her gün azar azar bu konuda okumaya devam etmelidir. Ta ki ruhu güçlensin, şifa bulsun ve şeytanın gücü kırılsın. Zira bunun ilacı kaza ve kadere imandır.

Şu ayet bu durumdaki kişilere son derece etkilidir:

“De ki: Bize Allah’ın yazdığından başka bir şey dokunmaz. Bizim mevlamız odur, mü’minler Allah’a tevekkül etsinler.” (et-Tevbe: 51)

Tedavi iki yolla gerçekleşir:

1- Ruhun ve bedenin tedavisi.

2- Etkinin ortadan kaldırılması.

1- Ruhun ve Bedenin Tedavisi:

Ruhun tedavisinin pek çok aşaması vardır. Hastanın, ruhunun selamette olduğuna emin oluncaya dek kendisini tedavi etmesi gerekir. Ruhi her hastalığın, bu hastalığın zıddı bir ruhi ve hissi tedavisi mutlaka vardır.

Hastalık durumunda, şeytanın ruhu insanınkinden güçlü olur ve insanın bedeni bazen şeytanın ruhunun beden üzerinde etkin hale gelmesine dayanamaz. İşte bu yüzden tedavi yapan kimselerin (rukye okuyanların) rukye esnasında şeytanın etkin hale gelmesini (konuşmasını vs.) istememeleri gerekir. Zira bu durumda tansiyon yükselir ve beden çok zayıf düşer. Bundan, şeytanın her istediği zaman etkin olabileceği anlaşılmamalıdır. Bunda asıl olan hastanın ruhunun güçlü olup olmamasıdır. Tedaviye başladıktan sonra şeytan zayıflayacağı için zamanla etkin olacak gücü bulamayacaktır. Örneğin insan sanki hapşıracakmış gibi kendisini sıkarsa şeytan etkinleşemez ve geri çekilir. Şeytanın etkinleşmesine engel olmak isteyen şah damarları üzerine okuyup üflemeli ya da muavvizeteyni (Nas ve Felak sureleri) okurken iki şah damarı üzerine beş saniyeyi geçmemek kaydıyla baskı uygulamalıdır.

Bedende tedavi kan damarları ve sinirler üzerinde döner. Kalp hizasında öndeki ve arkadaki damarlarla sırt ve baştaki sinirler yoluyla onu yakalayabilirsin!

Abdest Organları ve Şeytanın Bunlar Üzerindeki Tasarrufu

Çoğu kimse şeytanın maddi bir varlık olmadığı için bu organlardan dışarı doğru uzanabileceğini bilmez. O bunu özellikle de uyku ve uyuklama anlarında yapar.

Şeytan herhangi bir taraftan kendisini uzatarak bir şeye dokunabilir, onu hareket ettirebilir, tıklayabilir yahut ses çıkarabilir. Ama o bunları yalnızca insanın dalgın olduğu zamanlarda yahut uyku uyanıklık arasında yapar. Çoğu hasta buna tanık olmuştur. Onlardan bazıları yakınında bir şeyin hareket ettiğini görür veya bir ses duyar ama örneğin Bakara suresini ve tüm sığınma dualarını okuduğu halde bunun nasıl olduğuna bir anlam veremez. Halbuki o bunları yapmıştır ama abdesti bozulduktan sonra tekrar almayı unutmuştur!

Önemli:

Hasta eğer çok etkili bir sihre maruz kalmışsa ya da kendisi zayıfsa şeytan güç kazanır ve hasta gerekli zikirleri ve korunmaları uyguladığı halde onun üzerinde çok etkili olabilir. Böyle bir durumda kusur bu zikirlerde ve korunmalarda değil hastanın kendisindedir. Zira zikirler ve Kur’an onları destekleyen bir ruhi güçle, sıdkla ve Allah’a muhlis bir yönelişle birlikte etkili olur.

Rukye esnasında hastanın vücudunun belli bölgelerinde görülen titremeler cinin o bölgeye geldiğini gösterir. Buralar cinin genellikle uyku esnasında dışarı uzandığı bölgelerdir. Buralardaki sinirler zayıf ve gergin olduğu için hasta buraların hafifçe titrediğini hisseder. Bu yüzden hastanın buraları ve özellikle de vücudunun uç bölgelerini yağlaması gerekir.

Tedavi İçin Yapılması Gereken Öncelikli Şeyler

1- Ruhu güçlendirmek.

2- Etkiyi ortadan kaldırmak.

3- Musallat olmuş cini zayıflatmak. 

Bu üçüncüsünü gerçekleştirebilmek için öncelikle nefsin hastalıklarını tedavi etmek gerekir. Bunları ise şöyle sıralayabiliriz:

a- Nifak:

Nifak şirkten sonraki en kötü hastalıktır. Bu yüzden de hastanın kendisini tüm nifak özelliklerinden kurtarması gerekir. Buna yardımcı olarak okunması gereken en etkili sureler Bakara, Tevbe, Ahzab, Muhammed sureleridir. Bunlar tekrarlandığında ruh üzerindeki etkileri açık biçimde görülür.

b- Haram Yemek

Bunu terk etmekle birlikte bunun günahından kurtulmanın en güzel yolu çok sadaka vermek ve muhtaçlara ihsanda bulunmaktır.

c- Zina

d- Riya, kibir, kendini beğenme.

Ebu Yusuf Ez-Zehrani
yorum yaz
Akyazı Gündem Haberleri BAŞLIKLAR
UZMANLAR
Akyazı YazarlarıAkyazı Yazarları
Akyazı Anketleri
Anket
Sizce hangi yol dogru ? (01/12/2016)
  • Kuran Terapisi (593)
  • Havas Ilmi (27)
  • Bioenerji (15)
  • Cinciler (15)
  • Akyazı Ziyaret Edenler
    Online Ziyaretci
    
    Kuranla Şifa Rukye / Sitemizdeki içerikler izinsiz kopyalanamaz ve kullanılamaz.
    Handy Reparatur Hannover  |  Rukye Almanya  |  Hacamat Almanya  |  Kauçuk  |  Plastik  |  Bitkisel Yağlar